07.11.2021 20:24

İhracatın kimyası

2020’DE Türkiye 169.5 milyar dolar ihracat yaptı. 2021 hedefi ise 200 milyar dolar. Yılın ilk üç ayında yakalanan 50 milyar dolarlık ihracat rakamı bu hedefin yakalanacağını gösteriyor. İhracatı otomotiv, kimyevi maddeler, hazır giyim ve tekstil sektörleri sırtlıyor. İhracatın lokomotif sektörü otomotiv ile ilgili önceki sayımızda detaylı haber girmiştik. Şimdi ise ihracatın ikinci büyük sektörü kimyevi maddeler sektöründeki gelişmeleri aktaracağız.

Kimyevi Maddeler ve Mamulleri ihracatçıları Birliği, 2020’de 18.3 milyar dolarlık ihracat ile ikinci sırada yer alıyor. 27 sektöre hammadde veya yarı mamul veren lokomotif bir sektör olan kimya sektörü bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 14 büyüyerek 5.3 milyar dolarlık ihracata ulaştı. Sadece mart ayında 2 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Yani yeni bir rekor kırılarak aylık bazda en yüksek ihracat rakamına ulaşıldı. Yılın ilk çeyreğindeki ihracat rakamlarına bakılır ise bu yıl için hedeflenen 20.6 milyar dolarlık ihracata rahatlıkla ulaşılacağı görülüyor.

Sektör ihracatı bu yıl Nisan ayında ise yüzde 70 artışla 2.1 milyar dolar oldu. Sektör Nisan ayında gerçekleştirdiği ihracat ile aylık bazda yeni bir rekora imza attı. Sektörün ilk dört aylık ihracatı ise yüzde 25 artışla 7.5 milyar dolara ulaştı.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMIB) Başkanı Adil Pelister, “Mart ayında rekor kırdık. 2019’daki rekorlarımızdan sonra böyle bir dönemde bu rekora ulaşmak çok umut verici” diyor.

İLK SIRADA PLASTİK VE MAMULLERİ VAR

Birlik çatısı altında plastik, kimya, ilaç, temizlik ürünleri gibi sektörler bulunuyor. Sektör pandemi ile mücadele açısından da hayati öneme sahip. Medikal ürünler, tıbbi malzemeler, dezenfektan, kolonya, ilaç, temizlik ürünleri, tek kullanımlık plastikler ve ambalaj gibi gereksinim duyulan ürünlerin çoğu kimya sanayiinin alt sektörleri arasında yer alıyor. Pelister’in verdiği bilgiye göre kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında bu yıl Ocak-Mart döneminde 1.8 milyar dolar ve yüzde 25.85 artış ile en çok plastikler ve mamulleri ihracatı yapıldı. İkinci sırada yüzde 10.20 azalış ve 1 milyar dolarlık ihracat ile mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler, üçüncü sırada yüzde 21.56 artış ve 490 milyon dolar ihracat ile anorganik kimyasallar ürün grubu yer aldı. Uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun ürün grubu ihracatı geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 9.97 arttı ve beşinci sırada yer aldı. Bu ürün grubunu yüzde 21.51 artışla eczacılık ürün grubu ve yüzde 20.38 artışla boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları ürün grubu takip etti. Co-vid-19 ürünleri ihracatında ise ilaç sektörü atağa kalktı. İlk üç ayda yüzde 49 artışla 4.6 milyon dolar ihracat gerçekleşti. Sabun ihracatı ise aynı dönemde yüzde 32.51 azalarak 11.1 milyon dolar oldu.

İHRACATTA ÖNE ÇIKAN ÜLKELER

Kimyevi maddeler sektörünün ihracatında Almanya, ABD gibi gelişmiş ülkeler ilk sırada yer alıyor. 2021 Ocak-Mart döneminde Almanya, İtalya, ABD, Irak, Yunanistan, İspanya, Hollanda, Ingiltere, Belçika ve Lübnan en çok ihracat yapılan ülkeler oldu. Avrupa Birliği ülkeleri en çok ihracat yapılan ülkeler olarak öne çıktı. Diğer yandan pazar çeşitliliği açısından da kimya sektörü diğer sektörler arasından birinci sırada çıkıyor. Dünyanın hemen her ülke ve bölesi-ne ihracat yapılıyor. Sektörün “ihracat Ana Planı”na göre ABD, Çin, Meksika, Rusya ve Hindistan öncelikli ülkeler arasında. Ayrıca Vietnam ve Afrika ülkeleri de radara girmiş durumda.

Pelister’in verdiği bilgiye göre 2023 ihracat hedefi 25 milyar dolar. Pelister, pan-deminin ticarette arz-talep dengesinin bozulmasına ve tedarik zincirinin kırılmasına sebep olduğunu belirtiyor. Pandemiden tüm sektörlerin olumsuz etkilendiğini belirten Pelister, “özellikle, pandemi döneminde artan navlun fiyatları maliyetleri arttırdı ve bu durum dış pazarlardaki rekabetçiliğimizi olumsuz yönde etkiledi. Navlun krizi maalesef devam ediyor. Navlun dışında hat bulmakta da sıkıntılar var. Sipariş iptalleri veya hazır malların navlunlar yüzünden alınmadığı bir durumla karşı karşıyayız. Bununla birlikte geçen yılın son çeyreğinde başlayıp bu yıl kendini daha fazla hissettiren konteynır bulamama gibi lojistik ve tedarik sorunları da ihracatımız için bir engel teşkil ediyor” diyor.

Sektörün şu an en önemli sorunlarını, hammadde fiyatlarının yüksekliği, hammadde arzının azalması ve atık ithalat kotası olarak sıralayan Pelister, petrokimya hammaddelerinin fiyat artışları, dolar kurundaki artışlar, lojistik sorunlar, arz sorunları, faizlerdeki ciddi artışlar ve finansmana ulaşmadaki zorlukların fiyatların yükselmesine neden olduğunu belirtiyor. Bu durumun başta KOBl’ler olmak üzere bütün imalat sanayi için sorun olduğunu belirten Pelister, “Yetersiz hammadde arzının yanı sıra getirilen atık ithalat kotası, geri dönüşüme konu olan hammaddenin azalmasına neden oluyor. Hali hazırda yüzde 80 olan atık ithalat kotasının yüzde 50’ye düşürülmesi plastik geri dönüşüm sektörünü zor durumda bırakıyor” diyor.

İLAÇTA HEDEF 2 MİLYAR DOLAR

Kimyevi maddelerin en önemli alt gruplarından biri hiç kuşkusuz ilaç sanayi. Pandemi ile birlikte bu sektörün önemi daha da öne çıktı, ilaç endüstrisinde ihracatın yüzde 94’ü antibiyotik içeren ilaçlar, bağışıklık güçlendiriciler, hormonlar, çeşitli kan ürünleri başta olmak üzere birçok tedavi grubunda kullanılan dozlandırıl-mış ürünlerden oluşuyor. Türkiye’de yüzyılı aşkın geçmişiyle çok güçlü bir ilaç endüstrisi mevcut. Bugün endüstrimizde faaliyet gösteren yaklaşık 680 kuruluş, uluslararası standartlarda üretim yapan 100 ilaç ve 11 hammadde üretim tesisiyle Türkiye’nin artan ve yaşlanan nüfusuna 12 binden fazla ürün sunuyor.

ilaç Endüstrisi işverenler Sendikası (IEİS) Başkanı Nezih Barut, ilaç sanayi için ihracatı öncelikli bir alan olarak belirlediklerini vurguluyor. Sektörün bu kapsamda 2012’de Türkiye ilaç ihracatçıları Platformu’nu kurduğunu belirten Barut, “Yapılan çalışmalarla ihracat son üç yıldır parlak bir dönem geçiriyor” diyor. Barut’un verdiği bilgiye göre, ilaç ihracat artışı Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşiyor. 2019’da ihracat bir önceki yıla göre yüzde 10 oranında artarak 1.4 milyar dolar oldu. 2020 sonunda ise yüzde 27.3 artışla 1.84 milyar dolara çıktı. Bu artışlar ile sektörün toplam ihracattan aldığı pay ilk defa yüzde l’in üzerine çıktı. 2021’de sektör ihracatının yüzde 10 artarak 2 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Barut’a göre ihracat hedefinin önündeki en büyük engel fiyat politikası. Barut, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Türkiye’de uygulanan düşük fiyat politikaları ihracatın değerinin azalmasında rol oynuyor. Ülkemizdeki ilaç fiyatlarının ihracat yaptığımız ülkelerde kaynak fiyat olarak kabul edilmesi, Türk ilaç firmalarının ülkenin şartlarına uygun fiyatlardan pazara girişini ve rekabet etmesini zorlaştırıyor.

Üreticilerimiz üretim imkanı bulunan ihracat pazarlarında daha yüksek fiyat alabilmek için fason üretim yaptırmayı tercih edebiliyor. Endüstrimizin kilogram başı ihracat değeri birçok sektörün üzerinde olmasına rağmen potansiyel katma değerinin altında seyrediyor. Miktar olarak artan ihracatımız değere yansımıyor. Nitekim 2013’ten bu yana sektörün kilo başı ihracat değeri yüzde 17.4 oranında azalarak 36.9 dolardan 30.5 dolara düştü. Sorunların çözümü için Ticaret, Dışişleri ve Sağlık Bakanlığımızın desteği önem taşıyor.”

ASLAN PAYI PLASTİK SEKTÖRÜNÜN

Plastik, imalat sanayinin en genç ve en hızlı büyüyen sektörlerinden biri, ihracatçı sektörler içinde 10’uncu, kimya sektör ihracatı içinde de yüzde 35 payla birinci sırada. Plastik sektörü 2020’de 1.4 milyar dolar hammadde ve 5.4 milyar ı, dolar mamul olmak üzere toplam 6.9 milyar dolarlık ihracat yaptı. Pandemi yılında yurtiçi tüketimin azalmasına karşı ihracat 2019’a kıyasla hammadde-de yüzde 15, mamulde yüzde 13 arttı. Plastik sektörü 2019’da üretimin miktar bazında yüzde 21’ini, değer bazında da yüzde 15’ini ihraç etti.

2020’de gerçekleşen 7.7 milyon tonluk plastik mamul iç tüketimin yaklaşık 3.8 milyon tonu otomotiv, ambalaj, inşaat ve elektronik gibi ihracatçı sektörler kanalı ile yarı mamul ve mamul şeklinde dolaylı olarak ihraç edildi. Dolaylı ihracatında dahil edilmesiyle sektörün 12 milyar doların üzerinde dolaylı ve dolaysız ihracat gerçekleştirdiği görülüyor. 2021’in iki aylık gerçekleşmeleri dikkate alınarak 2021’de hammadde ve mamul ihracatının 7.7 milyar dolara çıkabileceği, dolaylı ve dolaysız ihracatın 13 milyar doları bulabileceği tahmin ediliyor.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, plastik sektörünün 2023’te 15 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşacağını öngörüyor. Plastik sektörünün Avrupa’da liderlik hedeflediğini belirten Eroğlu, “Türkiye plastik sektörünün ‘Birleştirici Gücü’ PAGEV, bu amacın gerçekleştirilmesi için ‘PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ ile sektöre öncülük ediyor” diyor.

"HAMMADDE ARZI ÇOK ÖNEMLİ"

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz’in verdiği bilgiye göre plastik sektörü, otomotiv, beyaz eşya, ambalelaj, tarım, elektrik-elektronik ve inşaat başta olmak üzere 30’dan fazla sektöre ara mal sağlıyor. 2020’de plastik hammadde ihracatı 1.3 milyon tona ulaştı ve 1.5 milyar f dolar seviyesine geldi. Plastik mamul ihracatı 2.3 milyon ton ve 5.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Plastik işleme makinaları sektörü ise 200 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektörün en yoğun ihracat gerçekleştirdiği ürünler plastik ambalaj malzemeleri ve plastik inşaat ürünleri. Karadeniz, pandemi döneminden sektörün de etkilendiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Pandemi süreci ilk etapta plastik sektörünü diğer sektörlere nazaran daha az etkilemiş gözükse de alt sektörler bazında bakıldığında çok yoğun etkilenen ürün gruplan olduğunu da gözlemliyoruz, özellikle otomotiv endüstrisine çalışan üreticiler zor günler geçirdi, öte yandan, plastik sektörü ihracatını arttırmayı başardı. 2020 ikinci çeyreğinde tedarik zincirinin bozulmasına ve petrokimya tesislerinin mücbir sebep ilan ederek üretimi durdurmalarına bağlı olarak hammadde fiyatlarının hızlı bir yükseliş trendine girmiş olması ise sektör ihracatının artmasını engelliyor. Plastik hammadde de yurtiçi üretimin hızla arttırılarak arz güvenliğinin sağlanması daha sağlıklı bir sanayi ortamı oluşması açısından çok önemli.”

—————

Geri