07.11.2021 20:23

Dövizde yeni senaryolar

 

MART ayından bu yana dövizde sular bir türlü durulmuyor. Gerek iç, gerekse dış gelişmelerin etkisiyle sert fiyat hareketleri yaşanan döviz kurlarında geçen hafta da tarihi zirveler denendi. Hafta içinde dolardaki güçlenme ve ABD tahvillerinde yükselişin yanı sıra, faiz indiriminin beklentilerden erken yapılacağına ilişkin endişelerin etkisiyle Çarşamba günü bir ara dolar 8.80 TL’ye, euro 10.75 TL’ye çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Sabah erken saatlerde işlem hacmi düşük piyasalarda yapılan işlemler sonucu TL karşısında tarihi zirvelerine ulaşan dolar ve euro cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisinin de etkisiyle haftayı, sırasıyla 8.6450 TL ve 10.5250 TL seviyesinden tamamladı. Böylece geçen hafta TL, dolar karşısında yüzde 0.73 oranında, euro ise yüzde 0.64 oranında değer kaybına uğradı.

NEDEN YÜKSELDİ?

Mart ayından bu yana tırmanışa geçen kurlarda özellikle son haftalarda bu çıkışın ivme kazandığı görüldü. Bunun en temel nedenlerinden biri dünyada doların değer kazanımı ve ABD tahvil faizlerindeki yükseliş oldu. Bu gelişme tüm gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine negatif yönde yansıdı. Tabii bu arada yurtiçindeki özellikle ekonomik parametrelere ilişkin kaygılar da TL’deki değer kaybını hızlandırdı. Özellikle enflasyonda beklenen düşüşün bu yıl içinde gerçekleşmeyeceğine ilişkin artan inanç bunun en temel nedeni olarak gösteriliyor. Ayrıca pandemiye bağlı olarak artan cari açık, Merkez Bankası döviz rezervlerindeki erime ve sonbahar hatta yılsonuna doğru yapılması beklenen faiz indiriminin yaz aylarında yapılacağına ilişkin beklentiler piyasalardaki bozulmayı güçlendirdi. Bu ay yapılacak olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası PPK toplantısı ve ABD Merkez Bankası FOMC toplantısının kritik önemde olduğuna dikkat çeken para yöneticileri, Türkiye ABD arasında yapılacak üst düzey görüşmenin de piyasalarca yakından takip edileceği görüşünde.

Bugünlerde kurlarda düşüşten çok yükseliş ihtimalini satın alan para yöneticilerine göre en iyimser tahminle dolar ve euro bugünkü mevcut seviyelerini koruyacak. Bu seviyelerin kalıcı olup olmayacağına ise içeride ve dışardaki politik ve ekonomik gelişmeler ve veriler yön verecek.

DOLAR/TL'DE ÜST BANT 8.90

Integral Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Seda Yalçınkaya özer’e göre hem dolar, hem euro’da ana trend yükseliş yönünde. 19 Mart’ta TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasıyla birlikte başlayan kur yükselişinin dolar/TL’de 8.80’lere doğru devam ettiğini hatırlatan Özer, yükselişi destekleyen ana nedenler hakkında ise şunları söylüyor: “Dolar kurunun diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden net bir şekilde ayrışmasının ana başlangıç noktası TCMB Başkam’mn görevden alınmasıyla oldu. Başkan değişikliğinin altında yatan faiz indirimlerinin gelebileceğine yönelik güçlü sinyal, kurun üzerindeki faiz kalkanının incelebileceğine yönelik algılamayı oluşturdu. Bu da kurun yükselmesini destekledi. Ayrıca kurdaki inatçı yüksek seviyelerin devam etmesi haziran ayında da yüksek enflasyon beklentisini artıracaktır. Bununla birlikte turizm gelirlerinin azalmasına bağlı olarak artan cari açık kuru baskılamaya devam ederken, yılsonu enflasyon beklentilerinin bozulması ve rezervlerdeki azalma dolar kurundaki risklerin yukarı yönde kalmasına zemin hazırladı. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaz aylarında faiz indirimlerine başlanacağına yönelik açıklaması da kurda yeni rekor seviyelere kapı açtı.”

özer’e göre bu ortamda temel ve teknik olarak kurda yukarı eğilim sürüyor. Kurda teknik olarak devam eden yükselen trend eğiliminin üst bandının 8.90 seviyesine işaret ettiğini söyleyen özer, “Dolar kurunda teknik olarak 8.90 seviyesinin üzerindeki yükselişleri kısa vadede atak olarak görebiliriz. Ancak bu seviyeleri yakın vadede kalıcı görmüyorum. Dolar kurunun 8.58 üzerine yerleşmesi halinde kurda yeni yüksek seviyelere açık ortam devam edecektir. Aşağıda 8.40 seviyesi altında kalıcı seyirler oluşmadığı sürece kurdaki tansiyon devam edebilir gibi görünüyor. Euro/TL’de de yükselen trend eğiliminin üst bandı 10.90 seviyesine teknik olarak işaret ediyor. Bu seviyeden kar realizasyonları gelebilir. Ancak euro kurunda da ana yön yukarı eğilimde” diyor.

"SEVİYE VERMEK ZOR"

Al Capital Araştırma Müdürü Eren Can Umut TL’de yaşanan bu hızlı değer kaybının içsel ve dışsal gelişmelere bağlı yaşandığı görüşünde. Küresel ölçekte ABD ve FED’e ilişkin gelişmeler ve beklentilerin gelişmekte olan ülke para birimlerine negatif yönde yansıdığını hatırlatan Umut TL’deki değer kaybını tetikleyen diğer nedenleri ise şöyle özetliyor:

“Kırılganlığın yüksek olması nedeniyle TL’nin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre negatif ayrıştığını görüyoruz. TL’de oluşan değer kaybında aslan payı ise yurtiçi siyasi gelişmeler ve TCMB politikalarına yönelik beklentiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TCMB Başkanı ile görüştüğünü ve faizlerin indirilmesi gerektiğini dile getirmesi sonrası dolar/ TL kuru 8.80 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Yurtiçindeki yüksek enflasyon, yüksek risk primi ve küresel ölçekte para politikasının sıkılaştırılması tartışmalarının oluştuğu bir ortamda TCMB’nin faiz indirimi olasılığı TL’de sert değer kayıplarını beraberinde getirdi. PPK toplantısı 17 Haziran tarihinde yapılacak. Bu toplantıda faiz indirimi beklenmiyor. Yalnız karar metninde geçecek ifadeler yakın tarihte faiz indirimine gidilebileceği sinyalini vermesi durumunda negatif fiyatlamaların devam ettiğini görebiliriz.”

Önümüzdeki bir aylık süreçte dolar ve euro’nun TL’ye karşı güçlü kalmaya devam edeceği görüşünü savunan Umut, “Tabii bu noktada 15-16 Haziran FED’in FOMC toplantısı ve 17 Haziran TCMB toplantısı takip edilecek. Bu toplantılarda mevcut beklentilerin keskin bir şekilde değişmesine neden olacak bir gelişme beklemiyorum. Dolayısıyla gelişmekte olan ülke para birimleri ve bu doğrultuda TL’de oluşan tedirgin edici havanın devam etme ihtimali var. Ana trend yükseliş yönünde kalmaya devam etmekte. Fakat seviye vermek oldukça zor. Her gelişme TL’de keskin hareketlilik oluşturmaya aday olması nedeniyle teknik analiz ile kurda seviye belirlemek belirsizlik ortamında doğru bir yaklaşım olmayacaktır.”

"9 TL DENENEBİLİR"

ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı’ya göre, do-lar/TL’de teknik formasyonlar 9 TL bölgesine doğru hareketin devam edebileceğini gösteriyor. Mart sonrasında yurtiçinde yaşanan gelişmelerle CDS primi 310’dan 480’e yükselirken, artan belirsizlik etkisiyle döviz kurları üzerinde yukarı yönlü hareketler izlendiğini hatırlatan Çayırlı, konuşmasını şöyle sürdürüyor:

“Dolar/TL paritesi mart ayından bu yana yükseliş trendini koruyor. Mayıs sonunda 8.80 üzerini test eden paritenin yeni zirve seviyesini görmesi alış baskısının sürdüğünü gösteriyor.

İlerleyen süreçte 8.50 ve 8.35 seviyeleri önemli destekler olarak takip edilecek. Yakın periyotta ise 8.50 üzerinde kalındığı sürece yeni zirvelerin görülme ihtimali artacaktır. Teknik formasyonlar 9.00 bölgesine doğru hareketin devam edebileceğini gösteriyor. Euro kanadında ise 10.30 direncinin geçilmesiyle yükseliş 10.45 seviyesine doğru devam ediyor. Yükseliş kanalı içerisinde bulunan euro/ TL parkesinde teknik olarak 11.00 seviyesi yükseliş kanalının direnç bölgesini oluşturabilecek alan olarak görülüyor. Euro karşısında 10.30 seviyesinin altı ise yükseliş eğilimini sonlandıracaktır.”

"8.84 - 8.92 DİRENCİNE DİKKAT"

InvestAZ Stratejisti Muammer Demir, yurtiçinde mart ayından itibaren yaşanan gelişmeler, haber akışları ve belirsizliklerin TL varlık fiyatlamaları üzerinde baskıyı artırdığı görüşünde. Global piyasalarda, uygulanan politikaların etkisiyle dolar üzerinde zayıf görünümün devam ettiğine de işaret eden Demir, iç piyasada yaşanan gelişmeler ve kura dair beklentilerini ise şöyle özetliyor:

“Yurtiçinde enflasyon tarafında yukarı yönlü risklerin devam etmesi ve enflasyonda ilerleyen döneme dair ana eğilimlerde yaşanan bozulmalar, Merkez Bankası’nm faiz konusunda alacağı karar, TL varlık fiyatlamalarının seyri açısından temel tarafta önemli faktörler arasında. Bu bağlamda, temel tarafta öngörülebilir/öngörülmeyen gelişmelerin kur/parite fiyatlamaları üzerinde önemli derecede etkili olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Haziran’da Türkiye ve ABD arasında gerçekleştirilecek olan üst düzey görüşmenin, TL varlık fiyatla-maları açısından yakından takip edilmeli. Büyük resimde, ay içerisinde volatilitenin yüksek olmaya devam edeceği tahminlerimiz arasında. Bu tarz dönemlerin, bir tahmin ya da öngörü sunmayı çok ı zorlaştırdığı görülüyor. Teknik olarak bakıldığında dolar/TL kurunda kısa vadede yukarı yönlü hareketlerin gündeme gelmesi durumunda 8,84-8.92 TL direnç bölgesi olarak takip edilebilir. Olası geri çekilmelerin yaşanması durumunda ise kısa vadede 8.50-8.36 TL destek bölgesi olarak izlenebilir. Teknik olarak baktığımızda, euro/TL paritesinde kısa vadede yukarı yönlü hareketlerin gündeme gelmesi durumunda 10.80-11.10 TL direnç bölgesi olarak takip edilebilir. Olası geri çekilmelerde ise kısa vadede 10.00-9.70 TL destek bölgesi olarak izlenebilir.”

"DÖVİZ MEVDUATI 255 MİLYAR"

Icrypex Strateji Geliştirme Müdürü Tuğba özay, şu an bankaların döviz tevdiat hesaplarında yaklaşık 255 milyar dolarlık DTH olduğunu ve bu rakamın artmaya devam ettiğine dikkat çekiyor.

Bu verinin gösterdiği gibi kurda gelinen yeni zirve seviyelerine rağmen yurtiçi yerleşiklerin döviz talebinin devam ettiğinin altını çizen Özay, şu tespitte bulunuyor:

“Yurtiçi ve dışındaki negatif gelişmelerin etkisiyle mart ayından bu yana TL’deki değer kaybı yüzde 15’leri aşarak gelişmek-te olan ülkeler içerisinde en çok değer kaybeden para birimi oldu. İçinde bulunduğumuz konjonktür neticesinde kısa vadeli yorum yapmak biraz zor görünüyor ancak teknik anlamda bakacak olursak ‘ceteris paribus’ yani bütün şartların aynı kalması halinde dolar/TL’de 8.58 seviyesi hala psikolojik direnç seviyesi olarak ön plana çıkıyor. 8.58 seviyesinin kırılması ve bu seviyeden destek bulunması halinde ilk adımda 8.75 önümüze çıkıyor. Bir bant üste çıkmamız durumunda ise teknik olarak 10 seviyesi karşımıza çıkıyor. Ancak bunun için vade vermek çok doğru olmaz. Burada TCMB Ortodoks politikalara dönmez ve piyasanın önüne geçemezse TL varlıklardaki değer kaybı artmaya devam eder. Ancak küresel rüzgar lehimize döner ve tapering beklentileri ortadan kalkıp, içeride de Ortodoks politikalara geri dönüş görürsek bu kez tam tersi senaryoyu konuşuruz. Ancak şu an itibariyle teknik olarak yükseliş trendi devam ediyor ve trendde kınlım sinyali gelene kadar bu tırmanışın devam edebileceğini söyleyebiliriz.”

özay’a göre Avrupa bölgesinin toparlanma sürecine girmiş olması nedeni ile euro’ya olan talep dolara kıyasla daha çok arttı. Bu nedenle TL’de euro karşısındaki değer kaybının daha fazla olduğunu söyleyen özay, “Gelişmekte olan ülke para birimleri performansına euro bazlı baktığımızda da yine en çok değer kaybeden para biriminin TL olduğunu görüyoruz. Ve euro’da dolara göre daha momentum-lu bir yükseliş yaşanıyor.

Euro’da da tıpkı dolar gibi trend kınlım sinyali verene kadar tırmanışın süreceğini düşünüyoruz. Yükselişte 10.90-11.00 seviyesi ise önemli ara direnç olarak karşımıza çıkıyor. Bu seviyenin kırılması halinde 12.45 seviyesine doğru kademeli yükseliş görebiliriz” diyor.

—————

Geri